Koronavirüs’e bir darbe de sen vur 19.11.2020
İdris Durmuş  /  
 

Tüm dünyayı etkisi altına alan Koronavirüs hala pandemi halinde etkisini sürdürüyor. Can kayıpları ve hastalığa yakalananların sayısındaki artış hepimizi üzüyor. Sevdiklerimiz, arkadaşlarımız hastanelerde hayatla ölüm arasında savaş veriyorlar. Sağlık çalışanlarımız adeta cephede savaşırcasına canlarını ortaya koyuyorlar. Diğer yandan ekonomik, sosyal, psikolojik etkilerine girmeyeceğim lakin tüm dünyada salgın hale gelen Koronavirüs konusunda daha fazla kişisel özenin  gösterilmesi gereği kendisini gösteriyor. Devletimiz tüm kurumlarıyla ve olanca gücü, imkanı  ile adeta seferberlik içerisinde iken bizim “evde canım sıkılıyor” lüksünde olmamamız gerekiyor. Pek çok makale, görsel ve sunum dinledim, izledim. Lakin en etkili olanı virüsün yayılmasının nasıl engelleneceği oldu.

Çemberin oldukça daraldığı zaman dilimi içerisindeyiz. Domino taşını bilirsiniz. Milyonlarcasını dizersiniz ve her biri bir öncekinin etkisiyle devrilir. Bir tanesinin aradan çekilmesi ile geride kalanların ayakta kalması sağlanır. Dominodan da öteye sağlık sistemimiz içerisindeki yatak, yoğun bakım, solunum cihazı gibi kapasite belli. Bu kapasitede de insanüstü çalışmaları görüyoruz. Öncelikle bağışıklık sistemimizi güçlü tutmamız gerekiyor. Yani mevsimsel gribe yakalanmamamız ile daha az riske girmiş olacağız. Aslında işin özü domino taşının aradan çekilerek hastalığın yayılımının azaltılması. Ne kadar az insana bulaşırsa o kadar risk azalacak ve hastalığın etki alanının azalmasıyla yayılım hızı azalıp tedavi edilen hasta fazlalaşacaktır. Problem olacak konu hastanelerin kapasitelerinin dolması ve tedavi edilebilecek hastalara yer kalmamasıdır. Yayılımda farkında olmadan taşıyıcı olmamamız için evde kalmamız işin en pratik çözümüdür. Hatta daha da ileri seviyede evde aile bireyleri ile de temasın ve mesafenin korunmasıdır… Bu kadar basit… Evden zorunlu olarak çıkmamız gerekiyorsa sosyal mesafeyi koruyarak başkalarına bulaştırmayacağımız 14 altın kuralı eksiksiz olarak uygulamamızdır.

Çocuklarımız uzaktan eğitim ile hayata bir nebze daha fazla bağlandılar. Şimdi bir haftalık ara tatildeler. Gündelik hayat aslında psikolojik etkisi ile evde kalmanın getirdiği olumsuzlukları gideriyor. Yeni duruma daha fazla adapte olup harfiyen uygulamamız gereken zaman dilimindeyiz.. Eğitim hayatın ayrılmaz parçası. Zamanı iyi ve yerinde geçirerek, bilhassa çocuklarımız kitap okuyarak hayatlarına  kitabın daha fazla girmesini sağlamalıyız. Sosyal medya ve televizyon zaten yeterince Koronavirüsü gündemde tutarken bu odaktan kurtulup hayata dönmek gerekiyor.

Aslında kendi karantinamızı kendimiz uygulayarak bu salgından gerek kendimizi gerekse sevdiklerimizi koruyabiliriz. Ek tedbirler  ve önlemler yazımı kaleme aldığım saat itibarıyla açıklanmamıştı. Lakin muhtemelen daha kapsayıcı ve etkili uygulamaların öncesinde  olduğumuzu söyleyebilirim. Bu günleri aşacağız. Tekrar eski günlere döneceğiz. Tüm kalbimle inanıyorum. Yeter ki herkes elinden geleni yapsın. Herkes bir domino taşı çekerse bu global hastalığın zincirini kırıp hastalığı  yeneceğiz. Moralimizi yüksek tutacağız.

Sağlıklı günler dileyerek başka bir yazımda buluşana kadar kalın sağlıcakla…